Özlem SARSIN
İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, asgari ücretteki artışı takiben özel sektördeki ücret artışlarının; bununla birlikte, kamu bütçesinde aralık ayında yaşanan yüksek oranlı açığın ve halihazırda yavaşlamayan iç talebin, dezenflasyonist süreci zorlayabileceği uyarısında bulundu.
Ocak ayı meclis toplantısında iş insanlarına seslenen Özgener, “Bu şartlar altında; ekonomik programa olan inancın tazelenmesi ve enflasyon yeterince düşmeyecek algısının tersine çevrilmesi gerektiğine inanıyorum. Çünkü piyasada fiyatların tekrar yükseleceğine dair algı, tüketici talebini erkene alıyor ve bu durum fiyatların devamlı güncellenerek bir sarmal oluşmasına ve sonucunda enflasyonun yükselmesine yol açıyor” dedi.
“KOBİ’lerin dayanıklılığı daha fazla zorlanmamalı”
Ekonomiye dair makroekonomik istikrarın sağlanacağına olan güvenin pekişmesi için yapısal reformların mutlaka devreye girmesi gerektiğine vurgu yapan Özgener, “Fiyatların yüksek seyrettiği dönemde, verimlilik başta olmak üzere ekonominin uzun vadeli perspektifine ilişkin birçok konuda istenilen adımlar atılamadı. Asgari ücret artışına rağmen toplumsal refahta kayıp yaşandığını ve ücretlerin yaşam koşullarını karşılama düzeyinin azaldığını gözlemliyoruz” dedi.
Bir diğer önemli hususun her kademedeki çalışana aynı oranda artış yapılmaması olduğunu söyleyen Özgener, “Asgari ücretli bir çalışan ile orta düzey yöneticinin ücretlerinin yakın seviyeye gelmesinin iş verimliliğini düşürmeye başladığını görüyoruz.
Bu durumun işletmelerin operasyonel kapasitelerinin azalmasına neden olduğunu da üyelerimizden geri bildirim olarak alıyoruz. Bu çerçevede, asgari ücret artışının çalışanların alım gücünü beklendiği oranda arttırmadığını, başta KOBİ’ler olmak üzere birçok firmayı olumsuz etkilediğini görüyoruz.
Konuyla ilgili, KOBİ’lerin dayanıklılığının daha fazla zorlanmaması gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü firmaların maliyet artışı kaynaklı daralmaya gidebilecekleri, kayıt dışı çalışmanın artış gösterebileceği ve bu durumun da iş gücü piyasalarını ve dolayısıyla ülkemiz ekonomisini olumsuz etkileyebileceğini görüyoruz” dedi.
“AB pazarı ihracatımız için önemli”
İhracatçıların sadece kur rekabetçiliğine dayalı büyümeye endeksli olmaması gerektiğini ifade eden Mahmut Özgener, “Maliyet unsurlarındaki oynaklıklar göz önüne alındığında, kısıtlı imkânlara da sahip olduklarını görüyoruz.
Özellikle asgari ücretin 550 doların üstüne çıkarak, şu ana kadar dolar bazında en yüksek seviyeye ulaşması, ihracatçılarımıza maliyetlerinin daha da artmasına neden oluyor. Enerji maliyetleri başta olmak üzere birçok girdi maliyetinin öngörülemez oluşu; işlerin geliştirilmesi, pazarın çeşitlenmesi ve katma değerin arttırılmasına yönelik büyük bir engel teşkil ediyor. Bu durumu, İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksi de teyit ediyor.
Endekse göre 50 olan eşik değer aşılamayarak Kasım 2023’de 49,5, Aralıkta ise 49,7 olarak gerçekleşmiş ve ihracat ikliminde bozulmanın sürdüğüne işaret etmiştir. Endeks; 50’nin altında yer alarak zayıf bir görünüm ortaya koyuyor. Euro tarafındaki zayıflığın Ortadoğu ve Amerika Birleşik Devletleri ile kompanse edildiğini görüyoruz. Ancak birçok kez vurguladığım gibi Avrupa Birliği tarafında iyileşme olmasının, ülkemizin ihracatı için önem taşıdığı inancındayız” dedi.